“..İnne aleyna lelhuda” yol göstermek bize düşer…” diyen Allah, rehberliği, hidayeti, kendi üzerine borç saymaktadır ama istifade edebilmek için de ısrarla talep etmek gerekir değil mi?.. Bundan olsa gerek günde beş vakit Fatiha okuyarak doğru istikamet talebimizi dile getiriyoruz: İhdina-ssırata-lmustakim…   “Onlar arasında ilahi kelamın gerçek bilgisine sahip olmayan, kitap ile ilgisiz insanlar var; (ki […]

Bir toplumda fertler giderek aynileşiyorsa orada ya açıktan bir zorbalık veya sinsi bir kölelik düzeni var demektir. Zamanımızın zorbaları daha çok sofistik yöntemleri kullanır insanları sürüleştirmek için. Bizi kuşatan küresel kültür hem tüm seçimleri kendimiz yapıyormuşuz gibi hissettirir ve hem de seçimlerimizi asla bize bırakmaz. Bir insan, seçimlerinde hür değilse kendisine ait bir kimlikten de […]

Eski ile sorunu olan toplumlarda yeniye olan tecessüs bitimsiz ve tatminsizdir. Her yeni de çabucak tüketilir ve daha yeni aranır. Bu sorunu derinden ve genişçe yaşamış bir toplumun üyesiyiz. Bu anlamda pek şanslıyız(!) yani… İşte şimdi de önümüzde bir yeni daha, “Yapay Zekâ.” Konu başlıklarına[1] bakarsanız onu da nasıl tüketeceğimiz görünüyor. Yapay zekâ değil de; […]

Dikkat et, manipülasyon[1] çoğunlukla sevgi kılığında gelir…   Hayvan, çiçek böcek, doğa severdir “Sevgi İnsanı.” Çevrecidir yani. Öyle dört-başı mamur bir bilinç değildir belki ama kedi köpek, ağaç, orman üzerinden bazı duyarlılıklar geliştirmiştir. Bu duyarlılıklar üzerinden manipülasyona gelir kolayca. Ama entelektüel kapasitesi yeten ve ağzı laf yapabilen bazıları bizzat manipülasyonu kendi yapar fırsat buldukça.   […]

Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar. (2-Bakara 269) “Sözü dinleyip en güzeline uyanlar, Allah’ın doğru yolda saydığı kişiler, işte ulü’l-elbâb (akıl sahipleri) onlardır.” (39-Zümer 18) ———- Kur’an, ilmi tavsiye eder; peşinden gitmemizi ister. Lakin yanında hikmet olmak kaydıyla… Tek başına ilim ne işe […]

“Kimse bana karışamaz” mezhepli o kadar çok insan var ki toplumda… Burunlarından kıl aldırmıyorlar. Özgüven eğitimlerinin bir sonucu olarak gençlerimiz de keza kusurları konusunda biraz eleştiriye tahammül gösteremiyorlar. Eğitimcilerse tam da bu durumu matah bir şey gibi sunmaya devam ediyorlar. Bütün hamlığına, kabalığına, cehaletine rağmen onurlu bir insan muamelesi talep ediyor gençlerimiz. Devlet dairelerinde memurlar, […]

Asabiyet, İbn-i Haldun’un düşünce sisteminde toplumsal birliğin asli kaynağı ve kolektif eylemelerin başlıca unsuru olan psiko-sosyal bağ, dayanışma ve toplumsal dönüşümün temel dinamiğidir.[1] Nesep/soy bağına dayanan asabiyet, özellikle bedevi toplumlarda daha güçlüdür. Keza toplumun çevresinden aileye doğru inildikçe nesep asabiyeti önemli olur. Ancak medeni toplumda nesebe dayalı asabiyet giderek zayıflamaktadır. Onun yerini daha çok sebep […]

Özgürlük, verili olanağın (imkânın) içinde sorumluluğunu (seçim yapma gücünü) kuşanarak erdeme ulaşmaktır. İnsan imkânının çocuğudur ama imkânı onun bütün sınırları değildir. Zira imkânlar genişleyebilir.   Cumhuriyet nedir, diye sorulunca epeyce bir çoğunluk, “özgürlük” diyor. Özellikle de kadınlara özgürlükmüş… Bazıları da muasır medeniyetin üzerine çıkmak der… Muasır medeniyet pek de umurumda değil esasen. Zira o muasır […]

Kur’an’da düşünme organı olarak ‘beyin’ kelimesi geçmiyor; Kur’an’ın beyinden, beynin fonksiyonlarından haberi yok diyerek, Kur’an metninin bir insan eseri olduğu sonucu çıkaran ve böylece yeni bir düzeye erenler var. Yıllarca İslam, Kur’an adına yazılar yazıp derken yeni bir keşifle İslam’ın dışına çıkanlar… Tabi, bize düşen mübarek olsun demektir… Onların hali bir ermişlik mi yoksa bir […]

“Bir şey ne kadar çok değişirse o kadar çok aynı kalır.” Fransız atasözü “Değişim”, nasıl olduğuna bakılmaksızın önemli kabul edilir. Zira modern tüketim toplumunun beslendiği “kutsal inek” değişim, tüketim ve üretim çarklarının çalışmasının güvencesidir. Değişmeyen tek şey değişimdir, sözünün insan yaşamıyla ilgili ve hatta tüm varlık âlemine ilişkin kaçınılmaz bir durumu ifade ediyor olması modernite […]